Gündüz, çıplak gözle açık bir havada önünüzde bir engel yoksa onlarca kilometre uzağı gözlemlemek mümkündür. Çok yüksek bir dağın tepesine çıkarsanız (Himalaya zirveleri gibi) göreceğiniz uzaklık birkaç yüz kilometreye çıkabiliyor. Hâlbuki ısı ve ışık kaynağımız Güneş’e bakarsanız yaklaşık 150 milyon km uzaktaki bir cismi görebilirsiniz. Peki, daha uzakları görebilir miyiz? Gece gökyüzüne baktığımızda çok büyük uzaklıklardaki gök cisimlerini çıplak gözle gözlemlemek mümkün. Yüzlerce kilometre uzaklıktaki yapay uyduları (Uluslararası Uzay İstasyonu vb.), Jüpiter’i ve Satürn’ü görebiliyoruz. Aslında çıplak gözle çok daha uzaklardan da ışık alabiliyoruz.
Gökyüzünü izlemek ve gözlem yapmak bizi sadece uzaklara değil aynı zamanda geçmişe de götürüyor. Gök kubbede gözlemleyebileceğimiz en uzak nesne bizi en uzak geçmişe götürür. Biz yine de daha basitten ve yakından başlayalım. Elimizi yüzümüzden 15 cm uzakta tutarsak saniyenin milyarda biri öncesi hâlini görürüz çünkü ışığın sonlu bir hızı vardır (boşlukta yaklaşık saniyede 300.000 km). Bu sebepten de gözümüze ulaşması zaman alıyor. Bu bilgiyi ışık alabildiğimiz farklı uzaklıklardaki gök cisimleri için de kullanabiliriz. Aynı anda çok farklı geçmişleri görüyoruz veya geçmiş görüntülere şahitlik etmiş oluyoruz anlamına gelir.
Doğal uydumuz Ay, 1,3 ışık saniye, Güneş 8,3 ışık dakika ve Güneş Sistemi dışındaki en yakın yıldız Proxima Centauri 4,24 ışık yılı uzağımızda. Bize uzaklıkları birkaç on milyon km olan gezegenler Venüs ve Mars, dakikalar öncesi görüntülerini sergilerler. Gök kubbede gördüğümüz çok sayıda yıldız, Gökadamız içinde çok farklı uzaklıklarda yer alıyor. Güneş’ten sonra en yakın yıldız olan Proxima Centauri’nin ışığının 4 yıldan fazla sürede bize ulaşıyor. Bu bilgi, yıldızların bizden ve birbirlerinden ne kadar büyük uzaklıklarda dağılım gösterdiklerini ortaya koyuyor. Örneğin, Andromeda Takımyıldızı’nın en parlak yıldızı Alpheratz’ın (97 ışık yılı uzaklıkta) şu anki görüntüsü cumhuriyetimizin kuruluş yılına dayanıyor. Avcı Takımyıldızı’ndaki Saiph yıldızının (uzaklığı 720 ışık yılı) şu anki görüntüsü ise Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş yıllarındaki hâline karşılık geliyor.
Teleskopla Gökyüzünü Gözlemlemek ve Önemi
Bizden yaklaşık 640 ışık yılı uzaklıkta bir süpernova patlaması gerçekleşirse biz bunu ancak 640 yıl sonra gözlemleyebileceğiz. Bu bakış açısını teleskoplarla yaptığımız gözlemlere taşıdığımızda daha uzak bir geçmişe gitmek mümkün oluyor. Bu nedenle teleskoplara “zaman makinesi” de deniyor. Gökbilimciler, teknolojinin de ilerlemesiyle evrenin erken dönemlerini görecek kadar uzağa ve geçmişe bakabiliyor. Bizler de gökyüzüne baktığımızda farklı uzaklıklara ve geçmişlere aynı anda baktığımızı düşünelim. Gökyüzü gözlemi yaparken uzayda ve zamanda yolculuk yaptığımızı unutmayalım!
Yazar: Büşra Yıldız
Kaynakça
www.kozmikanafor.com/yeterince-uzaga-bakarsak-galaksimizin-olusumunu-gorebilir-miyiz/
https://tua.gov.tr/tr/blog/evren/isik-yili-nedir
www.youtube.com/watch?app=desktop&v=E6h5RfRyb8I
evrimagaci.org/soru/uzaydan-dunyayi-gozlemleyip-gecmisi-izlemek-mumkun-mu-2280
Siz de yazınızın sitemizde yayımlanmasını istiyorsanız bize yazılarınızı gönderebilirsiniz. Gönderin ve yandaki sayfamızda yayımlayalım: https://spektrumdergi.com/category/benim-sayfam/
Boyle sasirtici bir sey hakkinda buyuklugune kiyasla cok az bilgi sahibi olmamiz cok uzucu ve ayni zamanda heyecan verici
Teşekkürler Büşra
Senden önce uzay evren yıldızkar bu kadar anlamlı değildi gözümde bir şeyin bir olayın bir durumun içine girince onun muazzanlığını gördükçe hayranlığın artar ya hani sen bizim ailemizde bunu yaptın kuzum. Her zaman ileriye dönük hedeflerin asla bitmesin bitmeyecektir de biliyorum ama şunu unutma başta ben ablan olarak sonra ailen olarak en büyük destekçin biz olacağız her zaman her koşulda seninleyiz bitanem 🙂